Makedonya'nın İncisi - Ohri

1 Yorumiç

Makedonya'daki diğer durağımız Ohri. Makedonya'nın İncisi. Bu şehre Ohrid de deniliyor Ohri de. Ohri, Ohri gölü kıyısına kurulmuş 60 bin nüfusluk bir turizm şehri. Denizden 700 metre yükseklikte bulunan Ohri gölü Avrupa'nın en derin gölü. Derinliği 300 metreye yaklaşıyor. Suyu ise oldukça berrak. Oval bir şekli olan gölün yüzölçümsel büyüklüğünü kıyaslayacak olursak bizim Van Gölü'nün 10'da 1'i kadar. Şehir ve göl UNESCO dünya mirası listesine dahil edilmiş.

1395 yılında Osmanlı hakimiyetine girmiş Ohri. Bu nedenle Osmanlı'dan kalma bir çok yapı gözümüze çarpmakta. Bir çok cami ve Osmanlı evleri hala ayakta. Taş döşemeli dar sokaklardaki evler hala Osmanlı'nın izlerini taşımakta. Şehir, her ne kadar Osmanlı şehri olsa da Hristiyanlık için de merkez bir yer. Ayasofya kilisesi bulunan bir piskoposluk merkezi olan Ohri'de 365 kilise inşa edilmiş. Günümüzde bunların çoğu bulunmuyor, zamanla yıkılmış tabi.

Ohri'ye Üsküp'ten yaklaşık 3 saat süren yolculuktan sonra ulaşıyoruz. Ohri şehir merkezini yarın gezeceğiz. Şehri pas geçip, istirahat için Struga şehrindeki otelimize gidip yorgunluk atacağız.

Struga şehri, her yıl uluslararası şiir festivallerini düzenlendiği Ohri Gölü'ne kıyısı olan Ohri'ye bağlı küçük bir şehir. Bu festivalde her yıl bir şaire altın çelenk ödülü veriliyor. Bu sebepten dünya şiir başkenti sayılıyor. Fazıl Hüsnü Dağlarca'da 1974 yılında altın çelenk ödülüne layık görülmüş ve bizim kaldığımız Biser otelde on dört gün süresince kalmış.

Şimdi oteldeyiz. Kaldığımız odadan bir kaç manzara sunuyorum. Manzarası çok hoş. Bir de soğuk olmasa daha iyiydi. Kışın otele pek rağbet yok. Kalorifer peteklerini biz kendimiz açtık. Bu yüzden otel buz gibi. Bahar aylarında gelmek gerekiyor buraya.

Otel, eski bir otel. Kapı kolları ve lambalar tarihi kalıntı gibi.

Yorganımıza büzüşüp, derin bir uyku çektikten sonra sabahın ilk ışıklarıyla uyanıyoruz. Bugünkü programımız şöyle: Ohri şehir merkezini gezip, Ohri gölünde tekne turu yapmak ve ardından Manastır şehrini turlamak.

Mütevazi bir kahvaltının ardından otelimizden ayrılıp Ohri şehrine gidiyoruz. Otelimizden yaklaşık 20 kilometre sonra Ohri'deyiz. Şehir merkezinden sahile doğru giden ana caddeden yürüyerek gezimize başlıyoruz. Ana caddede karşılıklı dükkanlar var. Ohri incisi burada çok ünlü. Bir çok dükkan ve seyyar satıcı var inci satan. Karşılaşacağınız 10 kişiden 4 veya 5 tanesi de Türkçe konuşuyor. Alabalığa benzer, lüfer gibi güçlü çenesi olan bir balık türü yaşıyormuş Ohri gölünde. Bu balığın pullarından yapılıyormuş bu inci. Kolye, yüzük, küpe gibi takılar yapıp satıyorlar.

Ana caddeden yürürken hemen solda Ohri Camisini görüyoruz.

Caminin arkasında Ohri çarşısı bulunmakta. Çarşıda bizim pazarlara benzer bir pazar kuruluyor. Pazarı gezip, buranın en meşhur yiyeceği fasulyelerden alıyoruz.

Pazardan ayrılıp, tekne turuna katılmak için sahile doğru yürüyoruz. Kiril alfabesi mucidi St. Cyrill yine karşımızda. St. Cyrill hapiste yattığı Ohrid'de bu alfabeyi yan hücrelerdeki arkadaşlarıyla anlaşabilmek için keşfetmiş.

Ohri sudan gelen bütün güzelliği alıp fazlası ile yansıtıyor. Sahilde küçük bir iskele var. Tekneler buradan kalkıyor. Aşağıda gördüğünüz kale Ohri kalesi. Vakit darlığından kaleye çıkamıyoruz.

İçimizi ısıtan ince belli bardaklarda sadece Türk ziyaretçilere sunulan sıcak çay servisi yapılıyor tekne turu boyunca. Rahatlatıcı Makedon müzikleri eşliğinde Ohri gölünü 1 saat boyuncatekneyle turluyoruz.

St. John Kaneo, St. Maria ve St. Panteleimon kiliseleri inanılmaz güzel. Kesinlikle görülmesi lazım.

Ağaçlar arasından kısmen seçilen, Eski Yugoslavya Cumhuriyeti döneminde Mareşal Tito’nun yazlık köşkü. Burası şimdilerde Makedonya Cumhurbaşkanı’nın yazlık konutu ve konuklarını ağırladığı misafirhanesi olarak kullanılmaktaymış.

Enfes manzaralara doyamıyoruz. Tekneden ayrılmak gelmiyor içimizden. Fakat Makedonya'nın incisi Ohri'den ayrılıp Manastır'a gitme vakti... Manastır gezimizin ayrıntılarına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.